21 Eylül 2022 Çarşamba

Bakırköy Sosyete Pazarı (Cumartesi Günü Kurulan), 3 Eylül 2022

Merhabalar,

Bugün sizlere, 3 Eylül 2022 tarihinde, ilk kez gitmiş olduğum, 

Bakırköy Sosyete Pazarı'ndan bahsedeceğim..

    Bakırköy Sosyete Pazarı, "cumartesi" günleri kuruluyor.


Bakırköy Sosyete Pazarı'na Nasıl Gidilir?

Bakırköy Sosyete Pazarı'na ulaşım, çok kolay.

Telefonunuza, Moovit uygulamasını indirerek, evinizden en kolay, en hızlı ve hatta en ucuza, hangi yolu, hangi toplu taşıma aracını kullanarak, ulaşabileceğinizi öğrenebilirsiniz.


Ben Taksim'e yakın oturduğum için bana, Taksim'den metroyla Yenikapı'ya geçmemi

ve daha sonra, Yenikapı'dan, Atatürk Havalimanı yönüne giden diğer metroya, aktarma yapmamı önerdi.

Atatürk Havalimanı yönüne giden metrodan, BAKIRKÖY-İNCİRLİ Metro Durağı'nda, iniyorsunuz.

İndikten sonra, sola doğru giden, insan kalabalığını takip ederek, 1-2 dakika yürüme mesafesindeki pazara ulaşabilirsiniz.


Zaten, yol boyunca, yan yana yer alan dükkanların önünde de yine pazarda olduğu gibi uygun fiyatlı ürünlerin bulunduğu tezgahlar yer alıyor.


Pazarın hemen girişinde yer alan bu tezgahta, keten ceket ve pantolon takımlar satılıyordu.
Her parça, 150 TL'ydi yani bir takım yapmak isterseniz; 300 TL oluyor.

Renkleri, desenleri, kumaşı çok güzeldi.
Bütçeniz uygun ise bakmanızı, almanızı öneririm.


Şu Victoria's Secret logolu, pijama takımlarından ne zamandır istiyorum ama
fiyat olarak, bana çok pahalı geliyor. Belki, indirime girerlerse, alabilirim.

Bu ürünlerin kumaşı, pek o kadar güzel değil, aslında ama tarz olarak, çok çekici görünüyorlar.


Yaz biterken; mağazalara göre daha uygun fiyatlı olan bu bikinilerden ve mayolardan satın almayı tercih edebilirsiniz. Bikini 150 TL, tankini 150 TL, mayo 150 TL.

Belki de eylülde tatile gideceksinizdir, kim bilir?

En kötü ihtimalle, seneye giyersiniz. :))


Fransız, Louis Vuitton markasının desenine sahip, bu kedi-köpek taşıma çantasını çok sevdim.
Fiyatı çok pahalı ama ürün, çok şık duruyor.. :)


Fotoğrafını da çektim, tabii ki.

Şansıma, pazara ulaştığım anda, yağmur indirmişti.
Yerde birikmiş suları da görebilirsiniz. :)


Bu kırtasiye ürünlerine, aşık oldum, resmen! :)
O kadar tatlılar ki hepsini alasım geldi.

Fiyatları da piyasaya göre uygun, bence.

Videoda gösterdiğim, havuç şeklindeki ürün, kalemtıraş değilmiş, arkadaşlar.
O da macaron şeklinde olanlar gibi highlighter imiş yani; önemli yerlerin altını çizmek için kullandığımız, fosforlu kalemlerden.

Dalga desenli resim, daha doğrusu, "ahşap baskı eser" hakkında da bilgi vermek isterim;
 kedi, sonradan eklenmiş.

Orijinal adı: The Great Wave of Kanagawa
Sanatçının adı: Katsushika Hokusai (Japon)


Ben de dayanamayıp, buradan dört adet ürün satın aldım, tabii ki.
Hem "Neler Aldım?" videomda paylaştım hem de buradan, fotoğrafını paylaşayım..

İki adet A5 çizgili defter, bir adet beyaz geyik şeklinde, 0.7 versatil kalem, bir adet de galaksi desenli, açık mavi tükenmez kalem satın aldım.

İyi ki almışım; çok mutluyum. :)


Bu gözlük tezgahında, güneş gözlükleri, sadece 35 TL'ydi.
Ben de kırılan, siyah Ray Ban gözlüğümün yerine, uzun süredir aradığım, siyah mat Ray Ban modeli bir gözlük satın aldım. Gözlüğümü çok sevdim, kullanmaya başladım, bile.


Bu tezgahtaki akıllı saatler, 120 TL'ydi.
Sadece, saati gösteriyormuş yani adım sayma özelliği vs. yok.
Yine de bu saatler, çok moda ve renkleri, modelleri, çok güzel görünüyordu.


Bu  triko pantolonlar, sadece 35 TL'ydi.
Bence, çok iyi fiyat.
Tam böyle, sonbaharda, evde rahat rahat giymelik. :)


Maşa tokaların geneli, 10 TL'ydi.
15 TL'ye peluş tüylü tokalar da vardı. Kışın, onlar, harika olur, bence.
20 TL'ye daha ağır, döküm gibi olan ürünler vardı.
25 TL'ye de taşlı, küçük maşa tokalar bulunuyordu.
Bu tezgahta, gerçekten çok çeşit vardı, maşa toka seviyorsanız; bakmanızı, mutlaka öneririm.


Bu tezgahtaki yazlık, baharlık pantolonların fiyatları, 35 TL'ydi, çok uygundu.
Çizgili olan modeller, bana Gülşen'in ikonik, ünlü pijamalı, müzik videosunu anımsattı.
Boyuna çizgili pantolon seviyorsanız, koşun alın. :))

Diğerlerinin kumaşları ise genel olarak, erkek gömlek kumaşları gibiydi.
Hem tuşesi hem de deseni.


Bu videoyu, yatay olarak çektiğim halde, Youtube'a dikey olarak yüklenmiş, maalesef.
O yüzden döndürüp, tekrar yayınladım. Yatay versiyonunu, aşağıda bulabilirsiniz. :)

Adet fiyatı, 100 TL olan bu çantaların bazıları, gerçekten inanılmaz güzeldi.
Şöyle bir çanta için harcayabileceğim, 500 TL bütçem olsaydı; 5 adet alırdım, kesin. :)

Bazıları, çok defoluydu. bazıları ise küçük Prada kol çantası ve bel çantası gibi olanlar, 
bana göre, 35-50 TL edebilecek türden çantalardı. Onlara, 100 TL vermezdim, açıkçası.


50 TL'ye, jüt, hasır dokulu, espadril, sandalet, terlik gibi bolca ürünün bulunduğu bu tezgah da uygun fiyatlıydı, bence. Bu tip bir ürüne ihtiyacınız var ise bakın derim.


Teyze tişörtü olarak tanımlayabileceğimiz, bu penye viskon üstler, hem uygun fiyatlı hem de güzel desenli. İhtiyacınız var ise renk renk alın derim çünkü sonra, bu fiyatlara bulamazsınız.


Gezdiğim pazarlarda, en yüksek fiyatlı bulduğum ürünler, kesinlikle, pijama takımları.
Bu LLamaste yazılı, lama desenli, pijama takımını çok beğendim. 150 TL'ydi.
Aslında, Penti'ye ve diğer mağazalara kıyaslayınca; fiyatı, uygun sayılır ama pazara göre ve sanırım beklentime göre, fazla kalıyor.


Bu tezgah, ilginç bir dış giyim tezgahıydı.
Süet erkek montu da vardı, XL ekose desenli kadın hırkası da çocuk için anorak yelek de.
Karışık bir tezgahtı, yani, anlayacağınız.

Burada, en çok beğendiğim ürünler, siyah beyaz, kazayağı desenli kaban, 
taba rengi mont ve pudra rengi suni deri ceket oldu.


Chanel logolu, bu mor kadife çantaya bayıldım.
Stella McCartney yazılı, kalp şeklindeki, zincir detaylı çanta da efsaneydi.
Gucci logolu, kaplan başlı, küçük çanta da çok goşyu.
Yine, Gucci yazılı, sırt çantaları da oldukça ağır ve havalı idi.
Louis Vuitton çantalar da kaliteli görünüyordu.


Bu iç çamaşırı tezgahında, çok güzel ürünler bulunuyordu ama fiyatları, bana biraz pahalı geldi, açıkçası. Fiyatlarında biraz indirime giderse; satışlarını daha çok artıracağını düşünüyorum.


Peluş terliklere, panduflara bayılıyorum, gerçekten.
Benim de bu tavşan şeklinde olan panduftan, gri renk var; yıllar önce, Twigy'den satın almıştım.
Çapraz bantlı olan modellerden ise bende yok ve satın almayı planlıyorum.
Fiyatlarını, yükseltmezler umarım ve yakın zamanda alabilirim. :)

Öğrenci evi için ve yurtta kalanlar için da ideal, bence.

Bu kış, çok soğuk geçecek, arkadaşlar.
Uzun süreli doğal gaz ve elektrik kesintilerinin yaşanabileceğinden bahsediyorlar.
Ona göre, TV battaniyesi, peluş terlik, su torbası, elektrikli battaniye gibi önlemlerinizi,
şimdiden alın derim. "Winter is coming" :)


Erkekler için uygun fiyatlı, bisiklet yaka, yarım kollu, baskılı, pamuklu tişörtler çektim.
Renk renk, desen desen bakın, alın, artık. :)


Güneş gözlüğü çeşitleri, o kadar çoktu ki bir uzun ve bir de kısa video çektim.
Elimde tuttuğum gözlüğü satın aldım.
Gözlük ihtiyacınız var ise 35 TL'lik fiyatı kaçırmayın.
Gezdiğim pazarlar arasında, kesinlikle, gördüğüm, en iyi fiyat.


Her güne takmak için böyle tatlı yüzükler arıyorsanız; bu tezgahta, sadece 5 TL'ye bulabilirsiniz.
Ben ortası açık olan, genişleyebilen ve yumuşak olan yüzükleri, ayak parmaklarıma takmak için satın alıyorum, genelde. Yazın, sandaletler ile çok hoş duruyor.


Nike, Gucci, Adidas gibi markaların tişörtlerini giymekten hoşlanıyorsanız; bu tezgahtan da alışveriş yapabilirsiniz. Adet fiyatı: 40 TL. Yukarıda asılı olanlar ise 70 TL.


Bu yazlık, tiril tiril pantolonlar, 40 TL'ye kaçmaz! :)
Kapış kapış satılıyordu, arkadaşlar.
Ben de paramı harcamamış olsaydım; en az iki adet satın alırdım, kesinlikle.


Sizin için biraz da abidik gubidik meyveleri çekmek istedim. :)
Ejder meyvesi, avokado, yaban mersini, lime (yeşil limon), kaktüs meyvesi, böğürtlen vs.

Bu tezgahta, ejder meyvesinin ne kadar olduğunu öğrenemedim 
ama başka bir yerde, 25-30 TL yazıyordu.


Meyve-sebze tezgahlarının tamamını gezip, fiyatları inceleyip,
daha sonra, satın alım yaptım. Örneğin; Mudanya inciri, farklı tezgahlarda, farklı fiyatlara yer alıyordu.
15, 25 TL'ye de vardı. Aralarında kalite farkı var mıdır bilmem ama ben şu anda, tamamen, fiyat odaklı bir müşteriyim, kusura bakmasınlar. Mudanya incirindeki en iyi fiyat, 12 TL idi ve bu çektiğim tezgahta yer alıyordu.


6 adet haşlamalık / közlemelik, süt mısır, bu tezgahta, 20 TL'ydi.
Yine, pazardaki en iyi fiyat olduğu için buradan satın aldım.

Bir de bu tatlı çocuğun enerjisini sevdim, açıkçası. :)

Diğer tezgahlarda, 5 adet 20 TL ve hatta 4 adet 20 TL gibi fiyatlar yazıyordu.
Gezdiğim diğer pazarlara göre de en iyi fiyat, bu tezgahtaydı.

Ben bu tezgahtan, 3 adet aldım, 10 TL verdim, beni kırmadılar, sağ olsunlar. :)
Ben bu mısırları, normal çelik tencerede haşlıyorum.
Kapağını aralık bırakıyorum, herhangi bir sorun olmuyor.
İlla ki düdüklü tencereye ihtiyacınız yok yani.


Cumartesi günleri kurulan, Bakırköy Sosyete Pazarı'ndan neler aldığımı da
 yukarıdaki videomda anlatıyorum.

Bu arada, pazarda, yürüyüş alanı çok dar ve aşırı kalabalık oluyor.
O yüzden, diğer gidenler, sabah erken saatlerde gitmenizi öneriyor.

Pazardan çıkmaya çalışmam gerçekten, çok uzun sürdü.
Dakikalarca, insan kalabalığını geçmeye çalıştım. Video çekmek de oldukça zor oldu.

Bu kadar emeğe, Youtube kanalıma, abone olursunuz, artık, di mi? :)


Sizler, hangi pazarlara gidiyorsunuz?
Bakırköy Sosyete Pazarı'na gidiyor musunuz?
Neler almayı tercih ediyorsunuz?

Yorumlarınızı bekliyorum, sevgiler..

Beril Öke Gülen

Cunda Adası, Ayvalık / Balıkesir, Gezi, Seyahat, Tatil

 Merhabalar,

Bugünkü yazımda, sizlere, 3 günlük Ayvalık tatilimden bahsetmek istiyorum.

Hem de ülkemize gelecek olan, yabancı turistler için bir fikir vermiş olurum diye düşünüyorum.

Beni Balıkesir'e kadar, arabasıyla götüren arkadaşıma da buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Bir gün bu yazımı okuyacağından eminim. :)

Yol arkadaşınızı, eğlenceli biri olarak seçerseniz; tatiliniz, daha yolda başlar, arkadaşlar. :)


Tatilimin ilk günü, akşam saatlerinde, Ayvalık'a vardım.


Hemen pansiyona valizimi bırakıp, üzerimi değiştirip, uzun bir yürüyüşe çıktım.


Kaldığım pansiyonun adı: 1881 Pansiyon (Pension) idi.

Atatürk Bulvarı / Cumhuriyet Caddesi'nde yer alıyordu.

Ne kadar "özel" bir adres, bakar mısınız?

Konsept olarak, tam bir otantik Ayvalık evi.

İç kapılarına, sahibesi kendi elleriyle desenler çizmiş, boyamış.

Sandık gibi antika eşyalar ve kuru çiçekler ile dekore etmiş. Şirin, samimi bir pansiyon.

Konfor açısında, 5 üzerinden 3 veririm ama atmosferi, 5 üzerinden 5, bence.

1800'lü yıllardan kalma olduğu için biraz gıcırtı yapan parkelere sahip.

Benim kaldığım oda ile yandaki odayı, sadece, ahşap bir kapı ayırdığı için onların yaptığı her gürültüyü duyabiliyordum. Muhtemelen, onlar da beni duymuşlardır.

Ortak banyo kullanımı olması, benim pek hoşuma giden bir durum değil ama zaten uzun süre kalmadığım, sadece 2 gece konakladığım ve duşumu da plajda aldığım için benim için pek problem olmadı.

Genel olarak, temiz sayılır.

Pansiyona girince, ayakkabılarınızı çıkarmanızı istiyorlar.

Bu yüzden, eğer, burada konaklayacaksanız;

yanınızda, altı temiz olan ve ses yapmayan bir ev terliği getirmenizi öneririm.

Kışın ise galoş giymeyi tercih edebilirsiniz.

Odaların, dekorasyonu tatlı.

Odada, vantilatör mevcuttu ve 

ilk güneşlendiğim gün, Eda Taşpınar gibi yandığım için vantilatör, bana çok iyi geldi.

Yalnız, geceleri, caddeden geçen motorların, scooterların gürültüsü, oldukça rahatsız ediciydi.

Ara ara, uykudan uyandığım oldu. Zaten, en ufak gürültüye, hemen uyanan biriyimdir.

Belki, uykunuz ağır ise sizin için sorun olmaz.

Ortak bir mutfağı var; isterseniz, yemek yapabiliyorsunuz. Yanınızda, hazır çay-kahve, su getirirseniz, kullanabileceğiniz bir kettle da mevcut. Buzdolabına da soğuk durmasını istediğiniz suyunuzu veya meyvenizi vs. koyabilirsiniz. Ben kullanmadım çünkü hep dışarıdaydım, zaten.

Ufak bir teras şeklinde, açık havada dinlenme alanı var. Ben orada sadece birkaç dakikalığına oturdum.

Genellikle, böyle yerlerde açık hava olduğu için sigara içiyor oluyorlar ve ben sigara dumanından, kokusundan çok rahatsız oluyorum.

Wi-fi şifresini, hemen pansiyona gelir gelmez paylaşıyorlar, 

böylece, pansiyonda bulunduğunuz sürece, internet kotanızdan yememiş oluyorsunuz.

Pansiyona, eviniz gibi girip çıkmanız için bir anahtar veriliyor.

Böylece, dilediğiniz saatte, girip çıkabiliyorsunuz.

Çok merkezi bir konumda yer alıyordu; Ayvalık çarşısına, barlara, dükkanlara yürüme mesafesinde.

Duba Plajı'na, ben yürüyerek gittim ama minibüs ile de gidebilirsiniz.

Zaten, minibüslerin geçtiği ana caddeye, çok yakın bir konumda.

Cunda Adası'na da sadece bir minibüs ile geçebilirsiniz.

Ağustos 2022 itibariyle, minibüs ücreti 7,5 TL'ydi.

Yine minibüsle, Balıkesir Otogar'a kolayca geçebilirsiniz.

Fiyat açısından, oldukça uygundu.

Airbnb'den rezervasyon yaptırabilirsiniz:

https://www.airbnb.com.tr/rooms/14497408?source_impression_id=p3_1663535696_NChiFIBsmRlozBoe


İlk günün akşamı, Cunda Adası tarafında doğru, Duba Plajı'na yürüdüm, önce.

Aslında, akşam saatlerinde de halen daha denize girenler vardı.

Ben de girsem mi diye düşünmedim değil, yanıma plaj çantamı da almıştım ama sonra, üşendim, açıkçası. :) Bir de ben denizden çıkınca, hava serinlemiş olacaktı, üşür müyüm acaba diye düşündüm.


Kırlangıç AVM diye bir açık hava AVM'si açılmış.

Onu da görünce, hemen, şöyle bir gezdim..


Ertesi gün, yine gittim, bu sefer daha detaylı gezdim.


Son gün, pansiyondan çıkış yaptıktan sonra, valizim ile birlikte,

Ayvalık'tan minibüsle, Cunda Adası'na da geçtim.

İlk önce, meşhur Taş Kahve'de, güzel ve uzun bir kahvaltı yaparak, güne başladım.

Kahvaltısı, gerçekten çok güzel ve doyurucu idi.

Tek kötü yanı fiyatı ve sadece bir bardak çay içermesiydi.

90 TL'ye bir serpme kahvaltı tabağı sipariş ediyorsam; çayın, sınırsız olmasını beklerim.

Sonradan sipariş verdiğiniz çayların adet fiyatı; 7 TL oluyor.

İki kişiye rahatlıkla yetecek kadar bol çeşit ve ekmek var, bence.


Cunda Adası'nda da bol bol fotoğraf ve video çektim.

Taş Kahve, mis gibi kahve kokusu ve kahve dövücüsü ile ünlüdür.

Burada, oturup, en azından bir Türk kahvesi içmenizi, mutlaka öneririm.

Taş Kahve'nin kavun içerisinde servis edilen, dondurma çeşitleri de çok meşhur ve popüler.

Kavun içerisinde dondurma, 50 TL^ydi, sanırım. Ben kapta yemeyi tercih ettim.

Sakızlı dondurması, çok güzeldi.

Denize karşı, dondurma yeme keyfi.. :)


Bu arada, kahvaltı boyunca, yanımdaki masada, Belçikalı, bir turist çift oturuyordu.

Taa oralardan, ülkemize gelmelerine, çok sevindim.

Bir ara, benden fotoğraflarını çekmemi istediler, ben de birkaç pozlarını çektim. :)


İlla ki Taş Kahve'de oturmak zorunda değilsiniz, tabii ki.
Cunda Adası'nda, başka güzel mekanlar da var.

Ayvalık'a gidiyorsanız; Ayvalık tostu yemeden dönmeyin. :)


Hediyelik eşyalarda, bolca çeşit bulmak mümkün.
Hangisini satın alacağınıza karar vermeniz, zor olabilir.


Rüzgar çanlarını ve düş kapanlarını çok sevdim.
Zaten, bunlardan, İstanbul'da da var ama Cunda'nın güzel enerjisi ile almak, bir başka olur, bence.


Elbise fiyatları, oradayken, bana çok pahalı geldi ama sonra, İstanbul'da,
pazarlarda bile 700-800 TL gibi fiyatlar olduğunu görünce; gözümde, normalleşti.


Bu mavi beyaz hediyelik eşyalardan, başka bir dükkanda, 10 TL'ye buldum ve oradan,

bir adet deniz atı ve bir adet deniz yıldızı satın alım.


Cunda'nın hediyelik eşya çarşısı, gerçekten çok çeşitli, rengarenk ürünler ile dolu.


Ben de kendime, Cunda hatırası olarak, 
20 TL'ye, göz aksesuarlı, parlak turkuaz boncuklu bir bileklik satın aldım.

İlk önce, her yeri gezip, daha sonra satın almanızı tavsiye ederim çünkü aynı tip ürünler,
farklı dükkanlarda, farklı fiyatlara olabiliyor.

Bazı dükkanların ürünleri ise tamamen el yapımı ve benzersiz.
Fiyat olarak, daha pahalı oluyorlar, doğal olarak.

Hemen hemen her şeyi çekmeye ve slideshow şeklinde, videoya dönüştürmeye çalıştım.
Cunda Adası'nda ve Ayvalık'ta görmediğiniz, az şey kalmıştır, yani.

Bu arada, Youtube kanalıma abone olmayı ve beğendiğiniz videoların "beğen" butonuna basmayı unutmayın, lütfen. :)

Bu arada, ben oradayken, neredeyse bütün İstanbul da oradaydı, sanırım.
Özellikle, Ayvalık tarafı çok kalabalıktı.

Efsane bir dürümcü var, Ayvalık sahilde. Akşam yemek saatinde, bütün masaları doluydu.
İlk akşamı, midye dolma ile geçiştirdim ama ertesi gün, öğle yemeğinde, dürüm yedim ve eti gerçekten çok lezzetliydi, fiyatı da 39 TL'ydi. Bence, uygun fiyat.

Sizler, bu yaz, tatil için nereleri tercih ettiniz?
Ayvalık'a hiç gittiniz mi?

Yorumlarınızı bekliyorum,

Beril Öke Gülen

20 Eylül 2022 Salı

Kadıköy Cuma Pazarı, İstanbul, 5 Ağustos 2022

Sizlerle, 5 Ağustos 2022 tarihinde gitmiş olduğum,
Kadıköy Cuma Pazarı videolarımı ve yorumlarımı paylaşacağım bir blog yazısı yazmak istedim.

 

Bu pazar, yıllar içerisinde, birçok kez yer değiştirdi.
Sanırım, ben en eski yerini seviyordum ve de o zamanlar, Kadıköy'de oturduğum için sıkça gidiyordum.
Neyse, şimdi konumuz, bu değil. :)


Bu seferki cuma pazarı ziyaretimden pek bir verim alamadım, açıkçası.


Bazen, aynı tezgahlar, pazarda yer almıyor 
veya zaten daha önce görmüş olduğunuz ürünler olduğu için ilginizi çekmiyor. 


Sanırım, pazarlara, birkaç hafta aralıklar ile gitmek daha mantıklı çünkü yeni ürünler gelmiş, 
yeni tezgahlar açılmış oluyor.


Bazen, pazarı gezerken, konuşan iki kişinin konuşmalarına kulak misafiri oluyorum.
Biri, diğerine, "Pazar pazar dedin, geldik. Bak, hiçbir şey bulamadık" diyor. :)


Hiçbir şey bulamama durumunuz;
size hitap edecek ürünlerin, o hafta pazara gelmemiş olmasıyla ilgili olabilir, beğendiğiniz tarzda ürünlerin yüksek fiyatından dolayı, bütçenize uygun olmayışından dolayı olabilir. 


Başka bir ihtimal ise pazarı, yeterince gezmemiş, tezgahları yeterince karıştırmamış olmanız olabilir. Alt üst edeceksiniz, tezgahları, arkadaşlar. :)) 


Bazen, tam pazardan çıkmak üzereyken, çok güzel bir şeye denk gelebiliyorsunuz.


Bir de şu faktör var ki; geç saatte gelmiş olabilirsiniz.


Pazara, sabaha karşı 04:30-05:30 gelip, güzel ürünleri talan edenler var.
Satmak için ürün toplayanlar var.


Özellikle pazarın alt katında, üstü ışıklandırılmış alanda yer alan, bit pazarı tarafında,
hem Youtube videosu çeken hem de satılabilecek, çalışır durumdaki ürünleri toplayanlara sıkça rastlayabilirsiniz.


Ekonomik krizden dolayı, insanlar, ihtiyaçlarını;
ikinci el giysi, çanta, ayakkabı, aksesuar satan tezgahlardan da gidermeye çalışıyor, tabii ki.


Ayrıca, "vintage" ürün meraklıları, koleksiyoncular ve antikacılar da ürünlerin en iyilerini alabilmek
çok erken saatlerde, pazara geliyor.


Kadıköy Cuma Pazarı'na Nasıl Gidilir?

"Kadıköy Cuma Pazarı",

Kadıköy Salı Pazarı ile aynı alanda kuruluyor.


Kadıköy'e de otobüs, metrobüs, vapur veya Marmaray ile ulaşabilirsiniz.


Alt katı, otopark olan pazar alanına ise 

metrobüs ile Fikirtepe veya Uzunçayır Durağı'nda inip, 5 dakika kadar yürüyerek ulaşabiliyorsunuz.


Akasya AVM'nin hemen orada yer alıyor.

Metrobüsten indikten sonra, tabelaları veya insan kalabalığını takip ederek, pazar alanına,

kolayca ulaşabilirsiniz.


Cep telefonu aksesuarları için en uygun fiyatlı yerler, kesinlikle, sosyete pazarları.

Mağazadan, dükkandan, yüksek fiyatlara, cep telefonu kılıfı vs. almayın, derim.


İhracat fazlası, etiketi kesilmiş, orijinal ürünler de bulmanız mümkün.


Ne alırsan, 3,5 TL olan ürünlere, mutlaka bir göz atın.

Mutlaka ihtiyacınız olan bir şeyler çıkacaktır.

Kalem, silgi, UHU, seloteyp / bant, toplu iğne, çengelli iğne, bulaşık süngeri, bez, pipetli bardak, maşa toka, kumaş simit toka, meyve sebze soyacağı, tahta kaşık, çatal, spatula, telefon standı, kapı stoperi, süzgeç, lava süzgeci,.. vs. bulabilirsiniz.

Gelelim, bit pazarı bölümüne..


Bit pazarı bölümünde, bozuk veya parçası eksik olan elektronik aletler bulabilirsiniz.
Bunları satın alıp, tamir ettirebilirsiniz ama tamir ücretleri de hiç ucuz olmuyor, genelde.

Kendiniz tamir etmeyi biliyorsanız; bu çok daha pratik bir yöntem olacaktır.

Elinizde, eksik parçası olan bir ürün var ise şanslıysanız; pazardan, o eksik parçayı bulabilirsiniz.


Kulaklık gibi gümrüğe takılan ürünlerden arıyorsanız; bit pazarı tarafı, tam size göre.


Bazen, şirin şirin dekoratif ürünlere de rastlatabiliyorsunuz.


Bazı ürünler, eskimiş ve yıpranmış oluyor çünkü bunları, genellikle çöpten, çöp kenarından veya hurdacılardan, depolardan topluyorlar.

Sizler de benim gibi geri dönüşüm meraklısı iseniz; bu tip, hoşunuza giden bir ürün bulduğunuzda,
temizleyip, tamir edip, boyayıp, yenileyebilirsiniz.


Sahaf sahibi olanlar veya ikinci el kitap okumaktan rahatsızlık duymayanlar için
pazarda, birçok ikinci el kitap mevcut. Fiyatları genellikle, 5-10 TL civarında oluyor.
Eskiden, daha ucuzdu ama kitapların da fiyatlarını artırdılar, maalesef.


Bu arada, bit pazarı tarafını gezmek için elinize, eldiven takmanızda yarar var çünkü bazı ürünler,
gerçekten pis olabiliyor. Hatta, eldiveninizin yırtılma ihtimaline karşı, yanınızda yedek eldiven de getirebilirsiniz. Ben eldiven giymediğim zaman, elimi, sürekli olarak, kolonya ile temizliyorum.

Pandemi henüz sona ermediği ve pazarlar da oldukça kalabalık olduğu için ben maske takmaya da devam ediyorum, açıkçası. Size de maske takmanızı öneririm. Özellikle, bit pazarı tarafı, çok kalabalık olabiliyor.


Replika spor ayakkabıları da orijinallerine göre çok daha uygun fiyata bulabilirsiniz, tabii ki.
Ayak sağlığınızı, riske atmak istemiyorsanız; gidip mağazalardan, 5 katı fiyata, orijinal spor ayakkabıları da satın alabilirsiniz.

Bu pazardan, neler satın aldığımı, aşağıdaki videomda anlatıyorum:



Sizler, Kadıköy Cuma Pazarı'na gidiyor musunuz?

Gidiyorsanız, ne tip ürünler satın alıyorsunuz?


Yorumlarınızı bekliyorum, sevgiler..

Beril Öke Gülen

19 Eylül 2022 Pazartesi

Pinterest'teki En Güzel Kedi Dövmesi Modelleri

 

Bloğumun en çok tıklanan yazıları, kesinlikle dövmeler ile ilgili olanlar..


Ben de benim gibi kedi severler, kedisi olanlar, güzel bir kedi dövmesi arayanlar için bir yazı hazırlamaya karar verdim, bu yüzden.

Birbirinden tatlı kedi dövmelerini, Pinterest'ten, sizler için araştırdım ve bir araya getirdim.

Yine de en güzel dövme, kendi kedinizin veya kedilerinizin bizzat resmedildiği dövmelerdir, bence. :)


Yine de fikir vermesi açısından beğendiğim kedi dövmelerini, paylaşmak istiyorum..
Çember içerisinde yer alan, profilden, bu gerçekçi kedi dövmesini, çok beğendim.
Tekir kedileri de çok severim, bu arada. :)

İki gözü farklı renk olan bir kediniz var ise yukarıdaki gibi renkli bir dövmede, ayçiçeği tarlası fonuyla birlikte dövmesini yaptırmak, hoş bir seçenek olabilir. Papatya ya da gül gibi çiçekler de fonda çok güzel görünebilir, bence.


Renkli dövmeleri seviyorsanız; suluboya efekti verilmiş gibi duran, bu yumuşak, belirsiz hatlara, geçişlere sahip olan bir dövmeyi de tercih edebilirsiniz.

Renklerini çok sevdim. Kalpten emin değilim. :) Olmasa da olurmuş, sanki.


Bu otobüse şeklindeki ilginç kedi, bir çizgi filmden mi bilmiyorum ama oldukça farklı görünüyor.


Çiçekler arasında, sırt üstü uyuyan, rahatlamış, mutlu ve huzurlu bir kedi dövmesi.
Sakin ve huzurlu hayatınızı sembolize edebilir.


Çin yemeği, Japon mutfağı, noodle ve kedi sevenler, buraya!
Üç renkli, Calico (Patiska) cinsi kedilere, özel bir ilginiz varsa, böyle bir dövmesini yaptırmak, eğlenceli olabilir. Japonya'da bu kedilerin, iyi şans getirdiğine inanılıyormuş. O yüzdendir ki Japonlar, bu sarı-siyah-beyaz renklere sahip, geneli dişi olan kedileri, hediyelik eşyalarında, sıkça kullanıyorlar.


Kedi ve çıngırak ilişkisi, "kadın ve lazer ilişkisi" gibi "grift"tir. :))
Kedi tasmalarında, çokça yer alan çıngıraklar, yaramaz kedinizin evin hangi köşesine saklandığını bulmanıza, yardımcı olur. :) Ayrıca, kedinizin süsüdür. Bir de peluş top şeklindeki kedi oyuncaklarının içerisinde, çıngırak kullanırlar çünkü kediler, yuvarlandıkça, ses çıkaran şeylere bayılırlar. :)


Birden fazla kediniz var ise dövmenizde, hepsine birden yer vermek isteyebilirsiniz.
Örneğin, üç kediniz var ise yukarıdaki gibi bir kompozisyon, oldukça başarılı görünüyor.
Çiçekler arasında, neşeyle yuvarlanan kedicikler..


Beş kediniz var ise peki, ne yapacaksınız? :)
Böyle kalp şeklinde bir kedi sarmalı dövmesi yaptırabilirsiniz.
Bir tanesi de melek olmuş, kediler cennetine gitmiş, sanırım; başının üzerinde haresi var.


Dört kediniz var ise yukarıdaki gibi bir kedi sarmalı, işinizi görür. :)


Tam bir "crazy cat lady" yani "kedili deli kadın" iseniz;
çok sayıdaki kediniz için böyle bir kedi topluluğundan oluşan, kalp dövme yaptırabilirsiniz. :)
Gerçekten, çok tatlı görünüyor..


Ay, yıldızlar ilgi alanınıza giriyorsa; 
bir kedinin hilal formunda kıvrıldığı, ışıldayan yıldızlar ile süslenmiş bir dövmeyi tercih edebilirsiniz.


Bulduğum örnekler arasında, en çok beğendiğim dövme, bu oldu.
Çerçeve içerisine yerleştirilmiş, bir kara kedi, güller ile süslenmiş.
Çok zarif ve estetik görünüyor.
Sağ tarafta yer alan, hilal olmasa da olurmuş, bence.


Siyah kedileri seviyorsanız, sizler için birçok dövme buldum.
Ayak bileğinde yer alan, bu kedi dövmesi, oldukça gizemli görünüyor.


Yine, aynı stilde bir kara kedi dövmesi.
Sanırım alt kolun, iç tarafında yer alıyor.


Çiçekler arasında gezen, bu tontiş, siyah kedi de çok şirin görünüyor.


Kahve fincanının içerisinde saklanmış, siyah bir yavru kedi dövmesi.


En çok beğendiğim, kedi dövmelerinden biri de bu dövme oldu, kesinlikle.
Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı adlı, kilise duvar resminden bir kesit yer alıyor.
İlk insan olan Adem'e, uzanan el Tanrı'nın eli olarak resmedilmiş.
Kara bir kedi, tam da Adem'e can vermek için elini uzatmış Tanrı ile Adem'in elinin arasına, patisini uzatıyor. :)


Bu dövmede ise Adem'in avucunda, yavru bir kedi yer alıyor ve Tanrı, elini, kedinin gıdısını sevecek gibi uzatmış. Böyle bir dövmeyi, ilk kez gördüm, gerçekten, çok ilginç olmuş. :)


Kediniz, size, pati çakıyor mu? :)
Ben beslediğim, bir sokak kedisini alıştırdım; bana pati çakıyor. :)
Sizin de kediniz, pati çakıyorsa ve bunun bir fotoğrafını çekebilirseniz, dövmeye dönüştürmeniz, çok kolay olur. Bu dövme, çok da sevimli görünüyor, bence.


Kedinize olan sonsuz sevginizi ifade etmek veya
sonsuzluğa uğurladığınız kedinizi, ölümsüzleştirmek istiyorsanız,
böyle sonsuzluk işareti şeklinde, kalpli bir dövme yaptırabilirsiniz.
Kalp, kırmızı değil de siyah olsaymış, daha da iyi görünebilirmiş, bence.


Minicik bir kedi dövmem olsun yeter diyenlerdenseniz; yukarıdaki gibi bir dövme yaptırabilirsiniz.


Bilek içi dövmeler de çok seksi görünüyor, bence.
Hem de sürekli göreceğiniz bir yerde.


Yüzük parmağınıza, çizgisel bir kedi dövmesi de düşünebilirsiniz.
Bence, çok tatlı hem de yaptırması kolay.


Pazu üzerine, kalp burunlu, tamamlanmamış bir kedi yüzü dövmesi. :)


Böyle yarım bırakılmış çizimlere, "göz tamamlıyor" deriz. :)
Yine, kalp burunlu, parlak gözlü, sevimli bir kedi dövmesi.


Omuz için bir kedi dövmesi arıyorsanız; yukarıdaki gibi bir kedi silüeti, size göre olabilir.
Bence, oldukça orijinal görünüyor.


Kapının ya da duvarın arkasından, masum masum bakan, şirin bir kedi dövmesi.


Sürekli birbiriyle yan yana takılan, iki kafadar kediniz var ise yukarıdaki gibi bir dövme tercih edebilirsiniz. Dikdörtgen kadraja yerleştirilmiş, muhtemelen, bir fotoğraftan resmedilmiş kediler, çok tatlı görünüyor.


Üç kediniz var ise her birinin portresini ve altına da adını, dövme olarak yaptırabilirsiniz.


Kedilerin veya kedilerinizin, arkadan görünüşlerini seviyorsanız, sırtınızın omuza yakın bir bölümüne,
böyle iki ya da üç sevimli kedi dövmesi yaptırabilirsiniz.

Örneğin, kedinizin sırt bölümünde, ilginç bir beneği ya da deseni vardır..
Onu göstermek için bu dövme, sizin için ideal olabilir.


Daha karikatürize çizimlerden hoşlanıyorsanız; bu üç sevimli kedi de sizin için uygun olabilir.
Kedilerin tam ortasında, bir ben yer alıyor, sanırım, burada.
Aynı şekilde, siz de zaten var olan bir beninizden yararlanabilirsiniz.
Üç kedinin ortasına, bir oyuncak top veya balık dövmesi de yaptırabilirsiniz.


Parmağın iç tarafına yapılmış, bu tombik yavru kedi dövmesi de çok şirin görünüyor.


Ayak bileğiniz için bir kedi dövmesi arıyorsanız, yukarıdaki hal hal havası veren, 
üç kedili, çizgisel dövme, sizin için harika bir tercih olabilir.


Sürekli kendi halkının şarkısını söyleyen bir kediniz var ise;
böyle minik sevimli, neşeli bir kedi dövmesi yaptırabilirsiniz.


Kendi kedinizin, çiçekler ile süslenmiş bir dövmesini de yaptırabilirsiniz.
Hatta, belki dövmesini, kendiniz bile çizebilirsiniz.


En çok beğendiğim kedi dövmeleri arasında, bu ince uzun dikdörtgen çerçeve içerisinde yer alan,
iki kedi portresi yer alıyor, kesinlikle.


Kedinizin pati altı, ilginç bir desene sahip ise onu, bileğinizin iç tarafında,
ölümsüzleştirmeyi de düşünebilirsiniz.
Bence, gerçekten, çok tatlı görünüyor, çok sevdim. :)
Sağ tarafa da minik beyaz bir kalp eklenmiş..


Kedinizin huzurlu bir şekilde uyuyan bir fotoğrafından yola çıkarak, böyle bir dövme de yaptırmayı tercih edebilirsiniz. Bütün patiler, bir arada. :)


Pırıl pırıl, boncuk gibi gözleriyle, sakin sakin bakan bu kedicik de çok tatlı bir dövme alternatifi olabilir.


Son olarak, cin gibi bakan gözleriyle, tekir bir kedi dövmesi.
Bu dövmeyi de gerçekten çok beğendim.

Bu görsellerin hepsini, Pinterest'ten bulduğumu, tekrar belirtmek isterim.

Pinterest'te, beni takip etmek isterseniz:


Yorumlarınızı bekliyorum, sevgiler..

Beril Öke Gülen