11 Eylül 2022 Pazar

Galataport İstanbul, Liman İşletmesi Şirketi

Geçtiğimiz aylarda,

 Galataport İstanbul'a birkaç kez giderek, sizler için bazı video ve fotoğraflar çektim.

Fotoğrafları, "slideshow" şekline dönüştürerek, video haline getirdim.

Daha önce, Youtube kanalımda yayınlamıştım, bloğumda da yer vermek istedim.

Keyifli izlemeler..


Galataport'a, ilk gidişimde, 
Back to Realverse (Gerçekliğe Dönüş) Göbeklitepe / Urfa Sergisi'ne denk geldim. 
Sergiyi kaçırdıysanız; çok şanslısınız çünkü detaylı bir şekilde, onu da çektim.

Aşağıdaki videolarımdan izleyebilirsiniz:




Bence, çok başarılı bir sergiydi.

Özellikle, Göbeklitepe'nin küçük bir bölümünün (D Yapısı),
 gerçekçi bir kopyasının bulunduğu bölümü, çok beğendim.

Tasarım objeler de oldukça başarılıydı; zekice tasarlanmış ve şık bir şekilde sunulmuşlardı.

Üzerinde, Urfa Pass yazan, pasaport şeklindeki hazırlanmış, turistik defteri de çok sevdim.

Taste of Urfa markalı baharatlar da İtalya'ya çok satılıyormuş.

Serginin hemen girişinde, 20 TL'ye satılan, Göbeklitepe figürlerinden, Urfa'daki el sanatları kursiyerleri tarafından, elde hazırlanmış, buzdolabı magnetleri de çok güzeldi, bence.


Dönelim, Galataport'a..

Bir yanda, Galataport Limanı'na yanaşmış veya limandan ayrılmakta olan, dev, "cruise", yolcu gemilerini seyredebilir; diğer yanda, kafe ve restoranlarda oturup, İstanbul manzarasını seyredebilir;
bir diğer yanda ise orta ve lüks kategorideki mağazalardan alışveriş yapabilirsiniz.

Hafta sonları, oldukça kalabalık oluyor.
Hafta içi gitme imkanınız var ise; hafta içi gitmenizi öneririm.


Fransa'dan, İtalya'dan ve daha birçok yerden gelen, yolcu gemileri,
güzel İstanbul'umuzu ziyaret ediyor.

Bu limanın özelliği, aynı anda üç geminin limana yanaşabilmesiymiş.
Avrupa'nın ve dünyanın en büyük limanlarından biriymiş.

Bizim açımızdan dezavantajı ise;
limana gemi yanaştığı zaman, duvara benzeyen paravanlar ile sahil şeridini kapatıyorlar 
ve denizi, alt kattan ve deniz hizasından göremez hale geliyorsunuz, maalesef.

Üst katı gezerken, üst kattaki restoranlarda ve kafelerde otururken, 
denizi ve muhteşem İstanbul manzarasını görmeye devam etmeniz mümkün oluyor, yine de.


Şahmeran heykelleri de Galataport'u, bir açık hava sergisine dönüştürmüştü, adeta.
Güneşin altında, ışıl ışıl parlayan bu Şahmeran'a bayıldım, kesinlikle.



Youtube kanalıma, abone olmayı ve beğendiniz videoların "beğen" butonuna basmayı unutmayın.. :)


Youtube kanalımın linki:




Çok mağaza olduğu için hepsine, tek tek giremedim, takdir edersiniz ki.

Daha çok "vitrin gezintisi" şeklinde fotoğraflar çektim.

İngilizce'de buna, "window shopping" deniliyor.

17. ve 18. yüzyılda, Avrupa'da, orta sınıf tarafından, ortaya çıkarılmış bir terim: vitrin gezintisi.


Yine de Body Shop'a dayanamadım çünkü içerisi, çok güzel kokuyordu. :)

Body Shop'ın ürünlerine bayılırım ama çok pahalı olduğu için artık alamıyorum, ne yazık ki.


Arap turistlere de İstanbul'un her yerinde olduğu gibi Galataport'ta da çokça rastlanıyor..

Türkiye'nin Avrupa'dan daha çok turist getirmek için çalışması gerekiyor, bence.

Nacizane fikrimi belirtmek isterim.


Galataport'un hemen girişinde, yakın zamanda yenilenmiş olan, 
tarihi Tophane Saat Kulesi'ni de görebilirsiniz.

Saat Kulesi'ne yakın olan, geniş açık alanda, zaman zaman festivaller, konserler de düzenleniyor.
Eşinizle, dostunuzla, ailenizle, arkadaşlarınızla gelerek, keyifli zaman geçirebilirsiniz.


Eğer bütçenize uygun ise; The Populist'te, bir akşam yemeği yemenizi tavsiye ederim.
Ben, iki arkadaşımla birlikte, burada, keyifli bir akşam yemeği yedim.
Bir arkadaşımızın doğum günüydü ve gerçekten çok eğlendik. :)

Yemekler de Red Ale birası da çok lezzetliydi.
(Alkol, sağlığa zararlıdır)

Ortamı ve gece manzarası, çok güzeldi.


The Populist'in üst katından, İstanbul gece manzarası..
Bu arada, gece yürüyüşü yapmak için de Galataport Limanı, ideal bir yer 
çünkü çok sık aralıklar ile güvenlik görevlileri bulunuyor.

Sarı çizgiyi geçerek, denize düşme tehlikesi altında olanları, hemen gelip, uyarıyorlar. :)

İstanbul, geceleri, ayrı bir güzel..
Beton yığınlarının yerine, karanlıklar içerisinde parlayan, rengarenk ışıkları görüyorsunuz, sadece.


Arada, böyle, markaların, kısa süreli, sürpriz, enstalasyon çalışmalarına da denk gelebiliyorsunuz.

Yumoş'un bu rengarenk ayıları, bir anda, sizi karşılayabiliyor, örneğin..

Çok tatlı, değiller mi? :)

Önünde fotoğraf çektirmek için harika bir arka plan.

Bu fotoğraflarda ve videolarda yer almayan, bir de Tarihi Paket Postanesi mevcut.
Ben onunla ilgili herhangi bir video veya fotoğraf çekmediğim için TV 360'ta yer alan, Yıldız Yakar'ın sunduğu, "Gezmek Olsun" adlı programın, Galataport bölümünün videosunun linkini, aşağıya bırakıyorum:


Bir sonraki Galataport ziyaretimde, Tarihi Paket Postanesi'ni de mutlaka gezeceğim.
Pop-up store (kısa süreli, değişen) olarak adlandırılan mağazalar, çok güzel görünüyor.

Galataport'u gezmeye gitmenizi mutlaka tavsiye ederim.
İlla ki para harcamanız da gerekmiyor.
Ben bazen termos bardağıma, evden, çay doldurup, deniz kenarındaki banklarda oturmaya gidiyorum.

Gemiler olduğu zaman, sahil şeridi manzarası kapalı oluyor ancak Karaköy İskelesi'ne yakın olan,
kısa, açık alanda, yere oturabileceğiniz ve denizi, İstanbul manzarasını izleyebileceğiniz bir yer, daima mevcut. Ben bu küçük yürüyüş yolundan, bir ara, her gün yararlanıyordum, açıkçası. Çaktırmayın. :)


Galataport'a Nasıl Gidilir?

Galataport'a ulaşım, çok kolay.

Tophane'de yer alıyor.

(T1) Kabataş-Bağcılar Tramvayı'ndan Tophane Durağı'nda indikten sonra,
sahil yönüne, 2-3 dakika yürüyerek, kolayca ulaşabilirsiniz.

Siz, Galataport'u görmeye, gezmeye gittiniz mi?

Yorumlarınızı bekliyorum, sevgiler..

Beril Öke Gülen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız, beni çok mutlu ediyor; lüften yorum bırakmak için birkaç dakikanızı ayırın.. :)