Daha önce, bloğuma "Balat Fener Gezim" başlıklı bir yazı yazmış
ve Balat'ta oturmak için seçtiğim kafe olan; "Mare Mosso"dan,
başka bir yazımda bahsedeceğimi belirtmiştim.
Tabii ki sözünün eri bir insan olarak;
yazımı yazmak için geri döndüm, görmüş olduğunuz gibi. :)
"Mare Mosso", İtalyanca'da "dalgalı deniz" anlamına geliyor.
İtalyanca kurslarına gittiğim ve İtalya'yı da çok sevdiğim için
adı; İtalyanca olan her şey, ilgimi çekiyor.
Adının aksine; burası sessiz, sakin ve huzurlu bir mekan. :)
Tabii ki; bu kafeyi, sadece adı İtalyanca olduğu için seçmedim.
Pastel sarı ve mint (nane) rengi boyanmış karşı duvarı, eski tip telefonlar, kitaplar ile dekore ettikleri, güzel ahşap masaları ve nefis kahve kokusu beni tavladı. :)
Kendi kendime tavlandım. :)
Kimse beni ısrarcı bir şekilde içeri davet etmedi. Zaten ısrardan hiç hoşlanmam.
Kafenin benim yaşlarımdaki kadın işletmecisi, beni gayet zarif bir şekilde karşıladı.
Karadut şerbeti ve üzerinde "Mare Mosso" yazılı, kalp şeklinde bir kurabiye ikram ettiler, öncelikle.
Karadut şerbetine bayıldım, gerçekten. Kafeden ayrılırken; bir bardak da ben satın aldım.
Hatta, isterseniz; size konsantre olarak veriyorlarmış ve evde su ekleyip;
kendi şerbetinizi kendinize de hazırlayabiliyormuşsunuz.
Siparişim ise; karamelli filtre kahve idi.
Nefis kokusuyla, küçük sokağı doldurdu ve geçen herkesi cezbetti.
Bu kısa sokakta yer alan kafede otururken;
önünüzden gelip geçenler, bir anda sizinle, samimi bir şekilde konuşabiliyor:
"Ayy, çok güzel kahve koktu" veya
masanın üzerinde duran nostaljik telefonu göstererek; "Bir telefon açabilir miyim?" veya
elinize cep telefonunu tutuşturup "Kızımla bir fotoğrafmızı çekebilir misiniz?" diye. :)
Özetle; Mare Mosso kalp ben. :)
Bu kafenin güzel enerjisini çok sevdim.
Dekorasyonunda; Roma rakamlı, nostaljik saat gibi ögeler tercih etmelerini çok beğendim.
Mare Mosso Coffee ve nostaljik ferforje kapısı.
Yukarıda, benim oturmayı tercih ettiğim masayı görebilirsiniz.
İçerisi böyle taş duvarlı, sıcak bir atmosfere sahip.
Kahveyi, çekirdek halinde alıp, kendileri öğütüyorlarmış.
Gördüğünüz gibi çeşit çeşit şurupları da mevcut.
Mare Mosso, bir aile işletmesiymiş ve aslında Balat'ta iki adet kahve dükkanları varmış.
Yukarıdaki, ikinci dükkan. Burası daha büyük ve içeride oturabileceğiniz alanı daha geniş.
İçinde böyle kahvelik olarak kullanılan, Galata Kulesi şeklinde bir maket var.
Müthiş güzel bir kahve kokusu, burada da hakim.
Instagram'da: Maremossobalat
Bu kafeye (büyüğüne veya küçüğüne) uğrarsanız; buraya yorum bırakın. :)
Bloğumda okuyup geldiğinizi de söylersiniz, artık. :)
Sevgiler,
Beril Öke Gülen
ve Balat'ta oturmak için seçtiğim kafe olan; "Mare Mosso"dan,
başka bir yazımda bahsedeceğimi belirtmiştim.
Tabii ki sözünün eri bir insan olarak;
yazımı yazmak için geri döndüm, görmüş olduğunuz gibi. :)
"Mare Mosso", İtalyanca'da "dalgalı deniz" anlamına geliyor.
İtalyanca kurslarına gittiğim ve İtalya'yı da çok sevdiğim için
adı; İtalyanca olan her şey, ilgimi çekiyor.
Adının aksine; burası sessiz, sakin ve huzurlu bir mekan. :)
Tabii ki; bu kafeyi, sadece adı İtalyanca olduğu için seçmedim.
Pastel sarı ve mint (nane) rengi boyanmış karşı duvarı, eski tip telefonlar, kitaplar ile dekore ettikleri, güzel ahşap masaları ve nefis kahve kokusu beni tavladı. :)
Kendi kendime tavlandım. :)
Kimse beni ısrarcı bir şekilde içeri davet etmedi. Zaten ısrardan hiç hoşlanmam.
Kafenin benim yaşlarımdaki kadın işletmecisi, beni gayet zarif bir şekilde karşıladı.
Karadut şerbeti ve üzerinde "Mare Mosso" yazılı, kalp şeklinde bir kurabiye ikram ettiler, öncelikle.
Karadut şerbetine bayıldım, gerçekten. Kafeden ayrılırken; bir bardak da ben satın aldım.
Hatta, isterseniz; size konsantre olarak veriyorlarmış ve evde su ekleyip;
kendi şerbetinizi kendinize de hazırlayabiliyormuşsunuz.
Siparişim ise; karamelli filtre kahve idi.
Nefis kokusuyla, küçük sokağı doldurdu ve geçen herkesi cezbetti.
Bu kısa sokakta yer alan kafede otururken;
önünüzden gelip geçenler, bir anda sizinle, samimi bir şekilde konuşabiliyor:
"Ayy, çok güzel kahve koktu" veya
masanın üzerinde duran nostaljik telefonu göstererek; "Bir telefon açabilir miyim?" veya
elinize cep telefonunu tutuşturup "Kızımla bir fotoğrafmızı çekebilir misiniz?" diye. :)
Özetle; Mare Mosso kalp ben. :)
Bu kafenin güzel enerjisini çok sevdim.
Dekorasyonunda; Roma rakamlı, nostaljik saat gibi ögeler tercih etmelerini çok beğendim.
Mare Mosso Coffee ve nostaljik ferforje kapısı.
Yukarıda, benim oturmayı tercih ettiğim masayı görebilirsiniz.
İçerisi böyle taş duvarlı, sıcak bir atmosfere sahip.
Kahveyi, çekirdek halinde alıp, kendileri öğütüyorlarmış.
Gördüğünüz gibi çeşit çeşit şurupları da mevcut.
Mare Mosso, bir aile işletmesiymiş ve aslında Balat'ta iki adet kahve dükkanları varmış.
Yukarıdaki, ikinci dükkan. Burası daha büyük ve içeride oturabileceğiniz alanı daha geniş.
İçinde böyle kahvelik olarak kullanılan, Galata Kulesi şeklinde bir maket var.
Müthiş güzel bir kahve kokusu, burada da hakim.
Burası da ev sıcaklığında, güzel bir mekan, yine.
Kafenin websitesi: www.maremosso.com.tr
Instagram'da: Maremossobalat
Bu kafeye (büyüğüne veya küçüğüne) uğrarsanız; buraya yorum bırakın. :)
Bloğumda okuyup geldiğinizi de söylersiniz, artık. :)
Sevgiler,
Beril Öke Gülen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız, beni çok mutlu ediyor; lüften yorum bırakmak için birkaç dakikanızı ayırın.. :)